bugün

entry'ler (20)

new york film academy

jerry sherlock'un kurduğu,merkezi new york olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde********* sinemayla ilgili birçok konuda eğitim veren kuruluş.fiyatları uçuk olsa da sinema endüstrisinde çalışmak isteyenler için çok faydalı olacağını düşündüğüm eğitim mekanı*

fear and desire

1953 yapımı stanley kubrick'in ilk uzun metrajlı filmi,film bilinmeyen bir ülkede,bir savaş zamanında geçiyor ve bir uçak kazası nedeniyle düşman hattında kısılı kalan 4 askerin düşman hattından kurtulma çabasını anlatıyor.kubrick filmi beğenmedini ileri sürerek bütün kopyalarını toplatmıştır.ama bu filmi izlemeyi çok isteyen olursa çok zorlanmadan bulabilir.**

mellotron

çok özel bir enstrumandır,klavyedir.60larda icat edilmiştir,sıradan klavyeler gibi sesi synthesizer ile yaratmaz,her nota tek tek kaydedilip hafızadan çalınır.herkes kolay kolay sahip olamaz bu alete,özel sipariş üzerine yapılır.70lerde bu enstrumana sahip olmak büyük prestij sağlarmış.bu aleti kullanan gruplardan bazıları; (bkz: pink floyd), (bkz: led zeppelin), (bkz: king crimson), (bkz: the beatles), (bkz: the who)

hayattaki en güzel anlar

elde gitar bilgisayarın başında otururup zaman öldürürken,daha iyi gitar çalmak zorunda olmadığınızı,daha iyi yazmak zorunda olmadığınızı,derslerinizde daha başarılı olmak zorunda olmadığınızı,iyi bir iş sahibi olup takdir gören bir insan olmak zorunda olmadığınızı,kendinizi sevdirmek zorunda olmadığınızı,aslında hiçbir şey yapmak zorunda olmadığınızı ve hiçbir şey kaybetmeyeceğinizi anladığınız andır.

wasington

Lars von Trier'in Amerika* üçlemesinin** son halkası olan filmde grace yolculuğunu amerika birleşik devletlerinin başkenti washington'da tamamlıyor.*Kadroda yine Udo Kier var.Hayatında hiç amerika'ya gitmemiş olan trier daha önce amerika'da geçen filmler için stüdyoda yapay kasabalar yapmıştı,acaba washington'u nasıl halledicek merak ediyorum.

riget

(bkz: krallık)
(bkz: kingdom)
Lars von Trier'in dogma 95'in habercisi öğelerle süslü televizyon dizisi.Televizyon için yapılmış en önemli prodüksiyonlardandır,2 sezondan oluşur ve 2 sezonun arasında 3 yıl vardır.dizide korku,komedi,film-noir gibi uç noktadaki öğeleri sık sık aynı ortamda görebilirsiniz.
Dizide bir hastanede geçen garip bir hikaye anlatılıyor.Lars von Trier'in farklı tarzı size ters gelmediği sürece kesinlikle seveceğiniz bir televizyon dizisi.ülkemizde cnbc-e ve digiturk'un özel kanallarında yayınlanmıştır,ayrıca 2 sezonu da dvd olarak bulabilirsiniz toplamda 4 dvd*
Trier'in serinin 3. bölümünü çekmeyi düşündüğüne dair bir söylenti var ama sadece söylentide kalır büyük ihtimalde

syd barrett

Sevdiği sanatçılardan pink anderson ve floyd council'in adlarını kullanarak isimlendirdiği grubuyla* iki albumde çalışmıştır.**.Gruptan ayrıldıktan sonra iki solo çalışması vardır.**.hepsi de kesinlikle dinlenmesi gereken şaheserlerdir.

Yanlış anlaşılmış/anlatılmış adam oldu her zaman Syd.Pink Floyd'dan ayrıldı çünkü top of the pops programında olmak istediği şey olmaktan giderek uzaklaştığını fark etti.giderek popüler kültürün bir oyuncağı olmaya başladığını fark ettiğinde yeniden ve sadece büyülü bilinç altının sonsuz kapılarının arasında dolaşmak istediğini anladı.tabi bu roger waters'ın realist amaçlarıyla uyuşmadığı için yalnız kaldı.
Etrafındakiler onu etkilemiş,o da etrafındakileri etkilemiş olsa da aslında hep yalnızdı çünkü kimse ne onun görebildiklerini görebiliyordu,ne onun duyabildiklerini duyabiliyordu.Zaten o noktada görmek ve duymak algıları,kavramlarını aşıp birbirleriyle karışıyorlardı.O delilikle dahilik arasındaki ince çizginin üstünde oturan bir sanatçıydı.
Bu yüzden onun hakkındaki bazı yorumlar*** beni cidden üzüyor.
O toplumu ve sistemi oluşturan bireylerin inşaa ettiği duvarın,boyunu geçemediği nadir dehalardandı.Shine on!

hem kurtcu hem komunist olan insanlar

(bkz: nasyonal sosyalizm)
(bkz: cehape)*
(bkz: Doğu Perinçek)

le spleen de paris

(bkz: Spleen de Paris)
Charles Baudelaire'in kitabı.Düz şiir türünün temel taşlarındandır.Hasan ali yücel klasikler dizisi adı altında fransızca aslından tahsin yücel tarafından türkçe'ye çevrilmiştir.Aynı zamanda Can Yücel'i etkilediğini düşündüğüm,yorucu* bir eserdir.

42 numara ayakkabı giyen kız

Muhtemelen sırf ayak numarası ortalamanın üstünde diye çok zor bir gençlik,entrylere bakılırsa zor bir sosyal hayat geçirmek zorunda olan kız. (bkz: acimasiz ergenler), (bkz: acimasiz insanlar), (bkz: sığ ergenler), (bkz: sığ insanlar)

decalogue

Krzysztof Kieslowski'nin başyapıtı,on bölümlük bir dizidir ve on emiri işler.5. bölüm dizi için özel çekilmemiş olan tek başına da yayınlanan öldürmek üzerine kısa bir filmdir,ve yine aynı şekilde 6. bölüm de tek başına bir prodüksiyondur*
Dizi aşırı dindar Polonya'da çok kişinin bakış açısını değiştirmiştir ve kesinlikle saygı duyulması gereken bir yapımdır.Eser metaforik anlatımlarla gizlidir.
Sinemanın tanrısı Stanley Kubrick bu seri için "hayatımda isimlendirebileceğim tek başyapıt."* demiştir.Televizyon için yapılmış en büyük işlerden biridir.*

sicko

Michael Moore'un son belgeseli,Amerikan sağlık sistemini eleştiren bir yapım,bir yandan da liberal ekonomiyle kamu ekonomisini karşılaştıran yapım.Filmde çok sivri dilli göndermeler var her zamanki gibi,açılış bir Bush konuşmasıyla yapılmış,cumhuriyetçi yönetimi sevmediğini göstermiş Moore.Yine her zamanki gibi soğuk savaş döneminde devlet tarafından uygulanan anti komünist progandanın etkileriyle dalga geçiliyor.Belgeselde Amerikan sağlık istemiyle Fransa'nınki,ingiltere'ninki,Kanada'nınki ve son olarak Küba'nınki karşılaştırılıyor.Moore bu belgeselde sosyalleştirilmiş sağlık sisteminin faydalarını çok iyi anlatmış,ama olumsuz yanlarıyla ilgili konulara girilmemiş o yüzden belgeselden çok sosyalizm propogandasına dönüyor bir noktada yapım.Ama tabi komünizme böyle bakınılan bir ülkede birilerinin sosyalizmi insanlara anlatması lazım.
Aynısı bizim ülkemiz içinde geçerli
(bkz: Bu kış komünizm gelecek)

intihar etmeden önce dinlenecek şarkılar

pink floyd'dan great gig in the sky ve the doors'tan the end insanda intihar etme isteği uyandıran şarkılardandır.

algi kapilari

Aldous Huxley'nin Algı Kapıları ve Cennet-Cehennem olmak üzere iki bölümden oluşan eseri.Kitapta Aldous Huxley meskalin'i test etmiş ve edindiği tecrübeleri yazmıştır.Meskalin halusinojen bir maddedir,summer of love'un vazgeçilmez maddesi lsd ile büyük benzerlikler gösterir.Huxley meskalin deneyimini algıya farklı boyutlar eklemek olarak betimlemiştir.Meskalinin bilinç altında yaptığı etkiler Huxley'i derinden sarsmıştır ve psychedelic terimini ortaya atmasını sağlamıştır.Bu deneyimden sonra Huxley halüsinojen maddeleri (bkz: lsd), (bkz: meskalin) kullanmaya asla ara vermemiştir ölüm döşeğinde bile son isteği bir doz lsd'dir.

king crimson

Robert Fripp tarafından ingiltere'de kurulan grup,başlarda psychedelic müzik yapmışlardır sonradan hızlı bir dönüşümle progressive müziğe geçmişlerdir(evet Pink Floyd ile benzerlikleri var).Çok fazla üye değiştiren grupta yerinden ayrılmayan tek adam grubun kurucusu Robert Fripp'tir.Grubun söz yazarı Peter Sinfield,Robert Fripp tarafından gruptan atılınca Pete'in grubun müziğine katkısı çok açık bir şekilde görülmüştür.In the Court of the Crimson King,In the Wake of Poseidon,Lizard,Islands Peter Sinfield'lı albümlerdir.
Diğer albümler ise
Larks' Tongues in Aspic
Starless and Bible Black
Red
Discipline
Beat
Three of a Perfect Pair
THRAK
The Construkction of Light (evet construKction yanlış yazmadım)
The Power to Believe

canon eos 300d

Canon eos digital rebel olarak da bilinebilir.Yarı profesyoneller ve amatörler için çok cazip ve kullanışlı bir kameradır.Canon'un her zamanki rahatsızlığı olan kamerayı bilgisayara bağlamak için bir yöntem yaratmamak bu kamerada da var.Bu yüzden compact flash kartınızı bilgisayara bağlamak için ayrı bir aparat satın almanız gerekiyor.18-55mm lens ile gelir,otomatik bir kameradır,6-6.9 mp,bataryası yeteri süre dayanır,dış yüzeyi plastiktir(aman dikkat),neredeyse her elektronik eşyada olduğu gibi Amerika fiyatı ve Türkiye fiyatı arasında uçurumlar vardır.Amerika'da 800-900 dolara belki daha aşağı bir fiyata bulabileceğiniz bir üründür.

david gilmour

David Gilmour tanrısal gitar sololarını solo albumlerinden çok Pink Floyd ile yaptığı albumlerle kaydetmiştir.Pink Floyd'a girişi de 60'lı yılların sonlarında o dönemki Pink Floyd'un söz yazarı ve gitaristi olan Syd Barrett'ın medyanın ifade ettiği şekilde yazmak gerekirse kendini LSD ile bitirdiği,ama aslında giderek parçası olduğu popüler kültürden kaçmak olarak yorumlanabilecek de olan davranışları onu Pink Floyd'la başka planları olan Roger Waters ve grubun diğer üyelerinden uzaklaştırmıştı.Syd'in planı insanların bilinç altlarında yaptığı sanatla onlara doğa üstü tecrübeler yaşatmaktı.Roger ise daha realist bir tavır içindeydi ve bu da Syd'in Pink Floyd'tan ayrılma zorunluluğunu yaratmıştı.Böylece bir gitarist arayışında olan Pink Floyd Syd'in eski dostu o aralar Joker's Wild isimli bir grupta çalan David Gilmour'u bünyesine almıştır.David'in gitar tekniği Syd'inki ile karşılaştırılamaz derecede üstündür hatta Syd'in gitar eğitiminin büyük bir bölümünü Dave vermiştir.Bu yüzden zaten David Gilmour ile Syd Barrett karşılaştırılması mantıksızdır.Ama tabi Syd dönemi ve Roger dönemi birbirinden tamamen ayrı tarzda olduğu için dönemlerin karşılaştırılması kaçınılmazdır.
David Gilmour 20. ve 21. yüzyılın en büyük müzikal dehalarından biridir ve bu gitar tanrısı fender stratocaster kullanır.Gilmour'un ekipmanları,kullandığı efektler,onun tonuna yaklaşmak için gerekli bilgiler ve Gilmour hakkında daha fazla bilgi için bu site http://www.gilmourish.com/ yeterince faydalıdır.

spaced

Popüler kültür göndermeleriyle dolu olan bir ingliz komedi dizisi,bir televizyon yapımı.Hot Fuzz ve Shaun of the Dead gibi filmlerde altımızı ıslatmamıza neden olan Simon Pegg,Edgar Wright,Nick Frost üçlüsü yine bulunmakta,aynı zamanda prodüksiyonda hem yazar hem oyuncu olarak bulunan Jessica Stevenson da dizide yer alıyor.2 sezonu ve toplam 14 bölümü olan yapım,bir apartmanda yaşayan çizgi roman sanatçısı Tim,bağımsız yazar Daisy,Modern sanat yapan garip adam Brian,apartman sahibi ve kızıyla problemleri olan Marsha,Tim'in silah meraklısı arkadaşı Mike'ın yaşadıkları ve yarattıkları komik olayları anlatıyor.Dizinin ülkemizde yayınlanması neredeyse mucize olacağı için dvdlerini edinmeniz sizin için daha kolay olur.

fender stratocaster

Fender'in en ünlü modelidir.3 single coil bulunur,gitarın yapım yerlerine göre kalitesi çok değişir,sıralamak gerekirse;Amerika,Meksika ve son olarak uzak doğu(uzak durun).Amerika yapım ve Meksika yapım arasında çok uçuk fiyat farkı olsa da bir Meksika ve biraz modifikasyonla Amerikan'a çok çok çok yakın bir ton alabilirsiniz,ki zaten Amerika ve Meksika aynı ağaçları kullanır.Tabi Meksika alırken çok titiz davranmalısınız çünkü Meksika yapımlar kendi arasında çok büyük uçurumlara sahip,çok fazla gitar deneyerek bulduğunuz Meksika'ya Fender Custom Shop manyetikleri ya da sizin tercih ettiğiniz türde manyetiklerle** harika tonlara ulaşabilirsiniz zira Meksika yapımların manyetikleri zayıftır.Ayrıca hss,deluxe hss,deluxe gibi alternatif modelleri vardır stratocasterların.
Bazı kullanıcıları;
(bkz: David Gilmour)
(bkz: Yavuz Çetin)
(bkz: Asım Can Gündüz)
(bkz: Jeff Beck)
(bkz: John Frusciante)
(bkz: Tom Morello)
(bkz: Pete Townshend)
(bkz: Frank Zappa)
(bkz: Mark Knopfler)
yazılmayıp aklıma gelenlerden

the tyger

William Blake'in yazdığı Tecrübe Şarkıları adlı kitapta bulunabilen,insanın tecrübeyle birlikte yaşadığı değişimi kuzuyu ve kaplanı kullanarak metaforik bir şekilde anlattığı şiirdir.Bu şiir insanın olgunluk dönemini anlatır,gençlik dönemini ise aynı şair Masumiyet Şarkıları'nda bulunan Kuzu şiiriyle anlatır.Kaplan'ın dili daha ağırdır bir yetişkin yazacağı şekilde ama Kuzu'nun dili çok basit ve masumdur.Bu iki şiir birbirinden ayrılmaz parçalardır bu yüzden ve yakın birçok sebepten bu şiirlerin bulunduğu masumiyet şarkıları ve tecrübe şarkıları kitapları birleştirilmiştir.